- Nefes
Wikimedia Foundation. 2010.
Wikimedia Foundation. 2010.
Contenu soumis à la licence CC-BY-SA. Source : Article Nefes de Wikipédia en français (auteurs)
nefes — is., Ar. nefes 1) Soluk 2) Şifa amacıyla hastaya okunan dua 3) Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu. H. Taner 4) mec. Canlılık, hayat belirtisi Bir insan daha … Çağatay Osmanlı Sözlük
Nefes — Filmdaten Deutscher Titel Nefes – Der Atemzug Originaltitel Nefes: Vatan Sağolsun … Deutsch Wikipedia
nefes almak — 1) havayı ciğerlerine çekmek, soluk almak Nefes aldıkça içime kurum ve is kokusu doluyor sanıyorum. R. E. Ünaydın 2) dinlenmek 3) ferahlamak, rahatlamak Bu telgrafı okur okumaz, geniş bir nefes aldım. Y. K. Karaosmanoğlu 4) mutlu bir biçimde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes nefese — zf. Soluk soluğa Mermer merdivenleri nefes nefese çıkıp elektrik düğmesine basarken kalbi ... yırtılacak gibi çarpıyordu. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller nefes nefese kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes darlığı — is., tıp Solumada yaşanan sıkıntı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller nefes darlığı çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes darlığı çekmek — solumada sıkıntı yaşamak Nefes darlığı çeker, sık sık tedavi olmak için başka şehirlere gider gider gelirdi. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes nefese kalmak — soluğu tıkanacak gibi olmak Delikanlı, sonunda gömleği terden sırtına yapışıp nefes nefese kaldığı bir an, gömleğinin yeniyle alnının terini silerek oyunu bıraktı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes çekmek — 1) sigara veya başka bir şeyin dumanını içine çekmek Ramazan sigarasının izmaritinden birkaç nefes çekti. Ç. Altan 2) esrar içmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes etmek — boş bir inanışa göre, rahatsızlığı, illeti geçirmek için okuyup üflemek Ahalinin büyük bir kayıtsızlıkla çiçek ismini verdiği frengiye nefes eder, tütsü yapardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes tüketmek — uzun uzun ve boş konuşmak Enişte istediği kadar nefes tüketsin, hepsi bir kulağımdan girer, öteki kulağımdan çıkar. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük